Travmatik Olaylar Sonrası Çocuklarla İletişim
Return to HomepageÜlkece çok zor bir zamandan geçiyoruz. Çok üzgünüz, yetersiz hissediyoruz hatta belki de hayatımıza devam etmeye çalıştığımız için suçlu hissediyoruz. Peki bizler bu yoğun duyguyu hissederken çocuklarımızın nasıl hissettiği konusunda yeterince fikir sahibi miyiz?
Yaşanan bir felaketin duygusal stresi çocuklar için daha zor olabilir çünkü yaşanan durum hakkında az bilgi sahibidirler, iyileşme ve durumu kontrol etme konusunda daha az yetenekli hissedebilirler. Yaşları küçük olduğu için olumsuz durumlarla başa çıkma deneyimleri bizlere göre daha azdır ve yaşadıkları olumsuz duyguları yeterince ifade edemeyebilirler. Böyle olunca da çocukların bir travmatik olaydan ne derece etkilendiklerini anlamak güç olabilir. Yaşanılan bu yıkıcı deprem sonrasında çocuklar kendilerinin ve çevresindekilerin hayat güvenliğiyle ilgili oldukça yoğun duygular yaşayabilirler;
- Aileden ayrılma konusunda sürekli artan korku ve endişe
- Ailesiyle ve öğretmenleriyle sürekli temas halinde bulunma isteği (güven alanı)
- Evlerinin ve çevresindeki binaların güvenli olup olmadığı hakkında ciddi endişeler bunlara örnek verilebilmektedir.
Çocukların felaketlerle ilgili yoğun duyguları yaşamaları için direkt felakete maruz kalmış olmaları da gerekmez. Aile içinde, arkadaşlar arasında konuşulanlar ya da TV den, internetten görülen içerikler de korkulara ve travmalara yol açabilir. Çocuklarda yaşadıkları endişelere ek olarak birçok davranış değişikliği de gözlemlenebilmektedir.
- Konsantrasyon ve dikkat azalması,
- Duygusal patlamalar,
- Depremi hatırlatan uyarıcılara güçlü tepkiler verme (televizyon ve sosyal medyada maruz kalınan görüntüler),
- Uyku ve beslenme sorunları,
- Odaklarında sadece depremin olması (tekrar tekrar konuşmak isteyebilirler),
- Artan sinirlilik hali, davranış değişikliklerine örnek verilebilir.
Çocukların bu zor duygu durumuyla başa çıkmaları ve güvenlik algılarına olumlu yönde katkı sağlanması için öğretmenler başta olmak üzere hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Peki böylesine travmalar sonrası çocuklarla ilk iletişim nasıl olmalıdır? Unicef Türkiye’nin her yaş grubundaki çocuk için yayınladığı adımları beraber inceleyim!
Sorun yerine çocuğa odaklanın
Travmatik bir etki yaratan sorunla ilgili konuşmak için önce çocuğun iznini almalısınız. Konuşmak istemiyorlarsa zorlamayın, istedikleri zaman sizinle konuşabileceğine dair güvence verin. Eğer konuşmak istiyorlarsa onların sohbeti yönlendirmesine izin vermelisiniz. Sohbeti başlatma konusunda sıkıntı yaşarsanız resim çizmek, oyuncaklarla oynamak ya da hikâye okumak gibi etkinlikler sohbeti başlatmanıza yardımcı olacaktır.
Konuyla ilgili doğruları anlatın
Çocukların doğru ve açık bilgilere ihtiyaçları olduğunu unutmayın. Vereceğiniz bilgiler sayesinde durumu kavramaları daha rahat olacaktır. Onlarla konuşurken yaşlarına uygun bir dil kullanmaya özen göstermelisiniz çünkü her yaş grubu çocuğun bilişsel gelişimi ve anlam sınırları farklıdır. Konu hakkında konuşurken yüz ifadelerini, tepkilerini ve stres düzeylerini gözlemleyin. Çocukların sorduğu her soru hakkında fikrinizin olmaması normaldir. Böyle durumlarda geçiştirmek yerine beraber araştırmayı önerin.
Deprem haberlerine maruz bırakmayın
Duydukları ya da izledikleri haberler travmalarını tekrar tekrar tetikleyebilir. Özellikle küçük çocuklar, aynı görüntülerin tekrar tekrar gösterildiğini değil sürekli yeni depremler olduğunu düşünebilir. Bu durum bitmek bilmeyen bir korku hali geliştirebilir. Bu yüzden sosyal mecralardaki haberlerden olabildiğince uzak tutmaya özen gösterin.
Güven verdiğinizden emin olun
Çocuklarınıza onları ne kadar sevdiğinizi sürekli söyleyin ve onları güvende tutmak için her şeyi yaptığınızı hatırlatın. Bu, onların tekrar güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Kaygı düzeyleri normale dönmeye başladığında onlarla daha fazla zaman geçirmeye çalışın. Çocukların dünyalarının umutlu ve renk dolu olduğunu her zaman hatırlayın. Onların düşündüğümüzden de çok daha güçlüler!
Rutinlerin önemini azımsamayın
Çocukların duygularını ve iç dünyalarını normale döndürmek için rutinler büyük önem taşımaktadır. Çocuğunuzu arkadaşlarıyla oyunlar oynamak, resim yapmak, dans etmek, okula gitmek gibi önceden sevdiği aktivitelere tekrar katılması için teşvik etmelisiniz. Unutmayın, rutinler normalliğe dönüşte en büyük destekçiniz olacaktır.
Yardım faaliyetlerinde görev alan insanları anlatın
Çocukların, afetten etkilenen ailelere yardım eden iyi insanların var olduğunu bilmesi dünyaya ve insanlığa dair iyi duygularının artmasına ve kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olacaktır.
Yardım faaliyetlerine katılmalarını sağlayın
Bu süreçte çocuklarınıza başkalarına nasıl yardım edeceğini göstermek, kendilerine olan güvenlerinin artması ve duygusal olarak güçlü hissetmeleri için çok önemli bir adımdır. Etrafımızda kumbarasındaki paraları ve sevdiği montları bağışlayan, rengarenk resimler çizip gönderen çocuklar gördük. Minik kalplerindeki umutları yeniden yeşertmek için onları mutlaka yardım faaliyetlerinin bir parçası yapın.
Kendinizi ihmal etmeyin
Kendinizin de zor bir süreçten geçtiğini unutmayın. Travmayla başa çıkma şekliniz çocuğunuza yardım etmenizi kolaylaştıracaktır. Gördüğünüz haberlere verdiğiniz tepkiler çocukların gözünden kaçmayacaktır. Verdiğiniz sakin ve tutarlı tepkiler, çocuğunuza durumu kontrol edebildiğinize dair mesajlar verecek ve çocuğunuz daha güvende hissedecektir. Endişeli hissettiğiniz anlarda biraz uzaklaşıp kendi güven alanınızdaki insanlarla iletişime geçmeyi ihmal etmeyin.
Profesyonel birinden yardım alın
Eğer çocuğunuzun duygusal ve davranışsal tepkileri 4-6 haftadan fazla bir süre boyunca artarak devam ediyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almayı ihmal etmeyin.