Minimalizm Ve Minimalist Dekorasyon Önerileri
Anasayfaya Dön
Minimalizmin kökeni, çiçek çocukların karmaşık kıyafetleri ve dağınık saçlarıyla dünyayı değiştirmeye çalıştıkları 60’lı yıllara dayanıyor. Dönemin özgürlük ve rahatlıkla öne çıkan renkli atmosferinde, minimalizm sanatta ve müzikte sadeleşme ve nesnelleşme olarak kendine bir yer açmaya başlıyor. Tekdüzeleşmeye değil, azın çokluğuna ilişkin bir kavram minimalizm.
60’lardan günümüze, sanat ve müzik bağlamlarının da ötesinde, minimalizm bir yaşam biçimi olarak hayatlarımızın içinde. Amerikalı iki arkadaş Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus’un The Minimalists adlı minimalist yaşam önerileri bloğunun, kısa sürede tüm Amerika’yı dolaşıp insanlara bu minimalist felsefeyi anlattıkları bir ‘az eşya çok mutluluk’ konulu buluşmalara dönüşmüş. Onlardan etkilenen binlerce insanın hayatlarını değiştirmeye karar vermesine bakılırsa, etkisi kolay kolay geçmeyecek bir akım. 2015 yılında çıkan ve minimalist hayat prensipleri ile diğer insanlarla paylaştıkları deneyimleri anlattıkları Minimalizm - Önemli Şeylere Dair Bir Belgesel (Minimalism – A Documentary Of About The İmportant Things) ise, Netflix’te yayınlandığı zamandan beri en çok izlenen içeriklerinden biri.
İnsanın sürekli tüketerek değil, kendi ihtiyaçlarına odaklanarak bir hayat sürmesi felsefesine dayanan minimalizm kavramı, evlerimizde daha az eşyayla uzun vadeli çözümler üreterek yaşayabilmemizin kapısını aralıyor.
Joshua ve Ryan, minimalist yaşam alanlarında bulunmanın konsantrasyonumuzu arttırdığı, zamanı daha verimli kullanmamızı sağladığı, zihnimizi berraklaştırdığı ve gerçek tutkularımızın peşinden gitmemize yardımcı olduğunu söylüyor. Evlerimiz, stresli bir günün ardından dinlenmek ve rahatlamak için en güvenli sığınaklarımız. Yaşam alanlarınızı minimalist yaşam tarzına uygun hale getirecek önerileri sizler için sıraladık.
Günlük olarak kullandığımız ve gerçekten ihtiyaç duyduğumuz eşyalar dışında, evlerimiz hiç kullanmadığımız, belki sadece sahip olmaktan hoşlandığımız şeylerle de dolu. Etrafınızı bu çerçevede gözden geçirirseniz, fazlalık eşyaların evinizde kapladığı alanların büyüklüğü sizi şaşırtabilir.
Bu durumda minimalist bir yaşama girişte, ilk adım kullanmadığınız eşyaları ayıklayıp ihtiyacı olan birilerine vermek ve bunu 3-6 ayda bir yeniden yapmak olabilir. Bu sayede evinizde zihninize nefes aldıracak boşluklar açabilirsiniz.
Hayır Demeyi Öğrenin
Bedava şeyleri hepimiz severiz, evet. Ama bedava olduğu için çekmecelerimizde depolamak üzere kabul ettiğimiz onlarca eşantiyon ürüne ve hediyelik eşyaya hayır demeyi öğrenmek, minimalist bir dekorasyona giden yolda önemli bir adım. Hayır demeyi öğrenmek zorundayız! “Teşekkür ederim, ama hayır!”
Evinizde Boşluklar Bırakın
Zihninizin evde dinlendirici ve sakin bir atmosfere ihtiyacı var. Bunun için bir mekanda minimum eşyayla boşluklar yaratmak önemli bir dekorasyon önerisi. Bir eşyayı ya da objeyi bir yüzeye yerleştirmeden önce düşünün, “Onu oraya koymak, karşısına geçip izlediğimde beni mutlu edecek mi? Bu gerçekten işe yarar bir şey mi ve buna ihtiyacım var mı? Bu şey gerçekten güzel mi?” Eğer bu kategorilerden birine girmiyorsa, o eşya oraya ait değil demektir. Fazla düşünmeye gerek yok.
Sinpaş Marina Ankara projesi 1+1 örnek dairesinde çekilen yukarıdaki fotoğraf, az eşya ile harika kombinasyonlar yapabilmeniz konusunda size ilham verecek. Projenin detaylarını ve incelikle tasarlanmış zevkli minimal dekorasyonunu buradan inceleyebilirsiniz.
Satın Almadan Önce İyi Düşünün
Yoğun ve stresli günlük hayatlarımızda biraz rahatlamak için, bizi mutlu edecek şey yeni eşyalar almak ve değişiklikler yapmakmış gibi gelir. Ancak her aşamada sıkça tekrar etmeniz gereken soru şu: Buna gerçekten ihtiyacım var mı? İhtiyaçlarınız konusunda gerçekçi, alışveriş konusunda ince eleyip sık dokuyan biri olmak, az eşyalı evler yaratmak minimalist yaşam tarzına daha çabuk uyum sağlamanıza yardımcı olacak kilit bir öneri. Aldıktan sonra kullanmayacağınızı anlayıp geri vermek üzere tozlu raflara kaldırdığınız tüm eşyalardan kurtulmak da, ruhunuzu hafifletecek bir minimalist dekorasyon önerisi.
Eşyalara Bağlanmayın
Çoğumuzun evleri, duygusal olarak bağlandığı ve atarsak vicdan azabı çekeceğimizi düşündüğümüz eşyalarla dolu. Mektuplar, oyuncaklar, çok güzel bir günde giydiğimiz ve atmaya kıyamadığımız kıyafetler… Evler ve hayatlar değişirken bunların hepsini gittiğimiz her yere taşıyoruz. Peki neden? Anılarımızı muhafaza etmenin en etkili yolu gerçekten bu olabilir mi? Kesinlikle değil. Eşyalara bağlanmayı değil, anı yaşamayı tercih etmek ve fiziksel tortular bırakmadan geleceğe odaklanmak, ruhunuz ve zihniniz için en rahatlatıcı seçenek. Bu yüzden eşyalarla duygusal bağları koparıp, yeni deneyimler için evinizde kendinize yer açmak minimal ev dekorasyonunda kritik bir aşama.
Minimalist Alışkanlıklarınıza Bağlı Kalın
Bir araştırmaya göre, yeni bir alışkanlık geliştirmek ve bu alışkanlığı günlük hayat döngünüzün bir parçası gibi hissetmek için tam olarak 66 güne ihtiyacınız var. Bu demek oluyor ki, 66 gün boyunca takip ettiğiniz minimalist dekorasyon önerileri, sürecin sonunda yaşamınızın doğal bir parçası haline gelecek. Evinize ve eşyalarınıza yaklaşımınız, bu aşamaları istikrarlı bir biçimde sürdürdüğünüzde yeniden şekillenecek.
Bir kere minimalist bir yaşam alanı kurmaya karar verip alışkanlıklarınıza bağlı kaldığınızda, evinizin ve hayatınızın sadeleştiğini ve zihninizin nefes aldığını göreceksiniz.